REHABİLİTASYON
Rehabilitasyon
Tarihsel süreç boyunca, yetersizliği olan bireyler toplum içinde dışlanma, hor görülme gibi durumlarla karşılaşmışlardır. Günümüzde tıbbın babası olarak kabul edilen Hipokrat ise organlarının işlevini yitirmesine bağlı olarak oluşan bu yetersizliklerin çözümünde egzersiz ile tedavi etmiş, takma cihazları tanımlamış ve kilolu hastalara yürümeyi tavsiye ederek zayıflamayı önermiştir. II. Dünya savaşından sonra ise yaralı askerlerin tedavisinde uygulanan rehabilite çalışmaları ile birlikte rehabilitasyon gereksinimi artmıştır. Literatür incelendiğinde rehabilitasyon sözcük anlamı kaybedilen fonksiyonun yeniden kazandırılması olarak ifade edildiği görülmektedir. Bireyin doğuştan ya da sonradan yaralanma, kaza, ya da hastalık sebebiyle kısmi yeteneklerini kaybetmesi ile psikolojik, sosyal, tıbbi ve mesleki yönden mümkün olan en iyi seviyeye ulaştırarak kendisine, topluma ve ailesine daha fazla yararlı olmasını amaçlayan, kalıcı hasarları en aza indirirek kaldırmaya hedefleyen tedavi edici bir süreçtir (Akdemir ve Akkuş, 2006). Rehabilitasyon süreci sabır ve emek isteyen bir süreçtir. Bu süreci en verimli şekilde kullanmak için yol haritasının hedefe yönelik çizilmesi gerekmektedir. Rehabilitasyon hizmeti veren kurum ve kuruluşlar bireye gerekli bilgilendirmeyi yapmalı ve hedeflenen noktaya ulaşmak için bu süreci en verimli şekilde yönetmelidir (Baysal, 2019).
Rehabilitasyon merkezlerinde verilen eğitimin çok yönlü ve topluma kazandırılması için geniş kapsamlı çalışmaları ele aldığını söylemek mümkündür. Türkiye’de yer alan özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri Milli Eğitim Bakanlığına bünyesinde olup yönetmelikteki rehabilitasyon tanımı şu şekilde yer almıştır: 18.05.2012 tarih ve 28296 sayılı Özel eğitim Kurumları Yönetmeliğinde: “Dil konuşma güçlüğü, zihinsel, fiziksel, duyuşsal, sosyal, duygusal ve davranış problemlerine sahip özürlü bireylerin engellilik halini ortadan kaldırmak yada etkilerini en az seviyeye indirmek, bağımsız yaşam ve mesleki becerilerini geliştirmek amacıyla yapılan çalışmaların tümü” şeklinde tanımlanmıştır.
Amerikan Rehabilitasyon Tıp Kongresi tarafından rehabilitasyon; fiziksel sakatlığın tıbbi tedavi yöntemi olarak tanımlanmıştır. Ancak rehabilitasyon bu kadar kısa bir ifade içerisine sıkıştırılmasının mümkün olmadığı zaman içinde görülmüştür. Kaybolan fiziksel kapasitenin tamamının veya bir kısmının yeniden kazanılmasına yönelik rehabilitasyon çalışmalarının, hastanın ailesi ve toplumu ile ilişkilerinde de gerçekleşmesi gerekmektedir (Demirel, 2001).
Rehabilitasyonun üç temel amacından bahsedilmektedir;
-Tıbbi Rehabilitasyon (Sakatlığın veya fonksiyon kaybının azaltılması)
-Sosyal Rehabilitasyon (Bireyi günlük yaşam aktivitelerinde kimsenin yardımı olmadan yapabilecek duruma getirmek)
-Mesleki Rehabilitasyon
Rehabilitasyon programlarının başarısı bütüncül bir yaklaşımla birbirini tamamlayan süreçler olarak ele alınmasına bağlıdır (Demirel, 2001).
Rehabilitasyon, fiziksel ve ruhsal sağlığı geliştirdiği için iyi bir yatırımdır. Bu sebeple rehabilitasyonun kapsamı genişletilerek eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlerle ilişkili olarak tüm yasalara dahil edilmelidir. Engelli insanlar için yetersizlik göz önünde bulundurularak özel yasalarda yürürlüğe konulmalıdır. Sağlık problemleri olan bireylerin bu hizmetlere en hızlı biçimde erişmesini sağlamak ve yaşadıkları yerlerde bu hizmetleri sunmak bu yasalar uyarınca gerçekleştirilmelidir (Dünya Engellilik Raporu, 2011).
Rehabilitasyon yaşamın başından sonuna kadar her aşamada yaşam standartlarını artırmaya çalışan önemli bir fonksiyona sahip bir uygulamadır (Baysal, 2019). Bu sebeple her rehabilitasyon merkezinin kendine özgü işleyiş biçimi vardır. Bu merkezlerde eğitim alacak bireyin rehabilitasyon sürecini planlama, organizasyon, iletişim teknikleri, koordinasyon ve bir program içinde profesyonel ekip elinde tedavi edilmesi gerekmektedir. Böylece engelli bireyler yüksek yaşam kalitesi içinde topluma kazandırılır. Özel eğitim gereksinimli bireylerin eğitim programları için önceden belirlenmiş amaca ve hedefe ulaşacak şekilde rehabilitasyon merkezleri çalışanlarının izlediği yol önem arz etmektedir (Yorgancıoğlu ve Ceceli, 2006). Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin teşkilat şeması şu şekildedir.
Şema 1: Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin teşkilat şeması.
Kurum Müdürü/ Müdür Yardımcısı: Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde yöneticilik vasıflarına sahip olan kadrolu çalışan yönetici personel.
Özel Eğitim Hizmetleri: Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde çalışma şartları taşıyan kadrolu ve ya ücretli çalışan eğitici personel (Korucu, 2005).
Rehberlik Hizmetleri: Üniversitelerin lisans bölümlerinden mezun psikolog, sosyal hizmet uzmanı, psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölüm mezunları tarafından öğrenci, aile ve okul rehberlik hizmetlerinin yürütüldüğü birim olarak ifade edilir.
Destek Hizmetler: Özel eğitime gereksimin duyan bireylerin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak kendilerine, aile ve rehabilitasyon merkezindeki diğer çalışanlara sunulan hizmetlerin yer aldığı birim olarak ifade edilir (ulaştırma, temizlik ve büro hizmetleri) , (Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği, 2018).
Fizik tedavi
Rehabilitasyon merkezlerinde fizik tedavi, herhangi bir hasar ya da hastalık sonucu kişide oluşan fonksiyon bozukluğunun yeniden kazandırılması ve yaşam kalitesinin artırılması amacıyla uygulanmakta olan önemli bir sağlık hizmetidir (Kılıç ve ark. 2019). Bu alanda görev alan fizyoterapistlerin sağlıklı bireylerin fiziksel ve ruhsal sağlıklarının korunması ve geliştirilmesine destek olurken, rahatsızlığı olan bireylerin fizik tedavi yöntemleri kullanılarak bireyin sağlıklı duruma geri dönmesi gibi hedefleri vardır. Örneklendirmek gerekirse; engelli bir bireyin desteksiz oturmayı öğrenmesi yada bağımsız olarak yürümeyi öğrenmesi gibi (Sedef, 2018).
Özel Eğitim
Gelişmekte olan dünyada bireylerin farklılıkları göz önünde bulundurularak daha verimli ve güncel eğitim modellerine ihtiyaç duyulmaktadır (Altınkurt, 2008).
Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğine göre özel eğitim gereksinimi olan bireyler: “bireysel gelişim özellikleri ile eğitim yeterlilikleri açısından akranlarından anlamlı düzeyde farklılık gösteren birey” olarak tanımlamıştır (Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği, 2018).
Yerlikaya (2019), özel eğitim için diğer bireylerden farklı eğitim ihtiyaçları duyan ve bireysel planlanmış eğitim programları gerektiren çocuklar için verilen eğitimler olarak ifade etmiştir. Özel eğitim gereksinimi olan bireyler ise, öğrenme problemi olan ve günlük yaşamını etkileyen problem davranış gösterme, fiziksel veya duyuşsal yetersizlik belirtileri göstermenin yanı sıra mental olarak özel yetenekli olabileceği gibi üstün zekaya sahip olan bireyleri içeren kapsamlı bir terimdir (Eripek, 2002). Bireyin yaşıtları ile arasında anlamlı farklılık göstermesi durumunda özel eğitim ihtiyacı doğmaktadır. Çeşitli sebeplerle, bireysel özellikleri ve eğitim yeterlilikleri açısından bu farkın kapanması için özel eğitimi desteği verecek kapasitede yetiştirilmiş personel ve bireye özel olarak hazırlanan eğitim programı çerçevesinde ihtiyaçları doğrultusunda eksikliklerin giderilmesi ve yetersizliğin engele dönüşmesi engelleyerek toplumla kaynaşmasını, üretici ve bağımsız birey olarak destekleyecek becerilerle donatılması gerekmektedir (Doğangün, 2008). Bu kapsamda rehabilitasyon merkezlerinde eğitim alan öğrencileri geliştirecek ve bireylerin başarı göstermesini sağlayacak olanlar içinde de en büyük payı hiç şüphesiz çalışanlar oluşturacaktır (Altun, 2010). Dünya çapından özel eğitim desteği verecek özel eğitim ve rehabilitasyon alanında yetişmiş kalifiyeli personel sayısı oldukça azdır. Engelliliğin ya da özel eğitim gerektirecek durumlarda çeşitliliğin fazla olması, her alan için uzmanlaşacak personele verilecek eğitim modellerinin farklı olması gerekmektedir. Bu sebeple kalifiyeli eleman yetiştirmek için gerekli programların yapılması, eğitim standartlarının yükseltilmesi için uygun koşulların oluşturulması gerekmektedir. Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde personel sürekliliğinin sağlanması için bir takım önlemler alınması ve gerekli tedbirlerin önceden geliştirilmesi gerekebilir (Dünya Engellilik Raporu, 2011).
Özel Eğitimin İlkeleri
573 sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Özel Eğitimin İlkeleri şu şekilde sıralanmıştır;
1) Özel eğitime ihtiyacı olan tüm bireylerin kendi ilgi ve yetenekleri göz önüne alınarak özel eğitim hizmetlerinden faydalanır.
2) Özel eğitime erken başlanması gerekir.
3) Planlanan ve yürütülen hizmetler, engelli bireyleri sosyal ve fiziki çevrelerinden uzaklaştırmamalıdır. Özel eğitim hizmetleri, özel eğitim gerektiren bireyleri sosyal ve fiziksel çevrelerinden mümkün olduğu kadar ayırmadan planlanır ve yürütülür.
4) Özel eğitim gerektiren bireylerin, eğitsel performansları dikkate alınarak, amaç, muhteva ve öğretim süreçlerinde uyarlamalar yapılarak diğer bireylerle birlikte eğitilmelerine öncelik verilir.
5) Kurum ve kuruluşlarla koordinasyon içinde özel eğitim gerektiren bireylerin tüm eğitimlerinin kesintisiz sürdürülebilmesi için her türlü rehabilitasyonlarını sağlayacak işbirliği yapar.
6) Bireyselleştirilmiş eğitim planın geliştirilmesi ve eğitim programlarının bireyselleştirilerek uygulanması özel eğitim gerektiren bireyler için esastır.
7) Özel eğitimin tüm sürecinde aile de aktif olarak dâhil olmalıdır.
8) Özel eğitim gerektiren bireylerin örgütlerinin fikirleri özel eğitim politikalarının geliştirilmesinde önem arz eder.
9) Özel eğitim gerektiren bireylerin özel eğitim hizmetleri, toplumla dayanışma ve birlikte olan uyum sağlama sürecini kapsayacak şekilde planlanır.
Türkiye, sosyal bir devlet olarak engelli bireylerimize özel eğitim imkanını sunmaktadır.
2023 Eğitim vizyonunda özel eğitim
Türkiye genelinde tüm illerde özel eğitim gereksinimli çocukların belirlenmesi için taramalar yapılması ve bu öğrencilerin ihtiyaçları doğrultusunda yol haritası belirlenmesi sağlanacaktır. Dezavantajlı çocuklarımıza sahip çıkmak ve onların yaşamlarını güçlendirmek öncelikli hedefler arasına alınmıştır. Özel eğitim gereksinimli çocukların yaşıtları ile aralarında farkın kapatılması için çalışmalar yürütülecek ve birlik içinde kardeşçe yaşama kültürünü destekleyecek özel bir bakış açısı ile eğitim sistemindeki etkinliğin artması üzerine çalışmalar sağlamak için çalışmaların yapılmasının önemi vurgulanmıştır. Bu doğrultuda toplanan verilerin ve gerekli tanımlamaların yapılmasının hemen ardından ülke genelinde kaynaştırma programının uygulandığı okullardaki imkânların arttırılması ve eğitim kalitesinin yükseltilmesi konusunda çalışmalar yürütülecektir. Rehberlik Araştırma Merkezlerinde ( RAM) bulunması gereken personellerin inceleme yapacakları özel eğitim gereksinim şüphesi teşkil eden bireylere yönelik olan gerekli donanımları, personel sayısı ve merkezlerin fiziksel yapılarının içerikleri bakımından yeniden düzenleme yapılacaktır. Özel eğitime gereksinim duyan bireylere, özel eğitim hizmetlerinin yaygınlaşması için mobil uygulamalar kurulacaktır. Özel eğitim alanında çalışmalar yürütmesi için yerel yönetimlerden de destek sağlanacak ve teşvik edilerek ihtiyaç duyulan öğretmenlerin mesleki gelişimleri ve müfredat gelişim programları, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından sağlanacaktır. Ayrıca 2023 vizyonunda özel eğitim ve rehabilitasyon gereksinimli bireylere ilişkin yer alan maddeler şu şekildedir.
Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Özel Eğitim Ve Rehabilitasyon Merkezlerinin Önemi
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından izinli bir şekilde, kamu ve toplum yararını gözeterek değişik engel gruplarına hizmet verilen kurumlardır (Şeker, 2019).
Rehabilitasyon merkezleri, insanın tedavisinin bir bütün olarak ele alınması gerektiği inancına dayanan ve tek başına tıbbı, sosyal, psikolojik, mesleki tedavinin yeterli olmadığı, buna karşılık her birinin tedavinin gerçekleştirilmesinde kişinin ihtiyaçlarına göre az veya çok rol oynadığını kabul eden yaklaşıma göre şekillenir (Demirel, 2001).
Bireylerin, ailelerin, grupların ve toplulukların yaşadıkları sağlık ve sosyal sorunları nedeniyle ihtiyaç duydukları rehabilitasyon hizmetlerinin önemi giderek artmakta ve bu hizmetler hızla yaygınlaşmaktadır (Demirel, 2001).
Demokratik toplumlarda eğitimde eşitlik ve sunulan fırsatların aynı olması temel koşullardan biridir. Dejavantajlı bireylerin toplum içinde eğitimde fırsat eşitliği verilmesi için bir takım düzenlemeler yapmak gerekmektedir. Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri verilecek eğitimde önemli rol oynamaktadır. Özel gereksinimi olan bireylerin gelişimlerini göz önünde bulundurarak bireysel yeteneklerini geliştirici ve yaşamlarını daha kolaylaştıracak eğitim standartlarının oluşması için bu hizmetlerin sunulmasının önemi büyüktür (Yağcı, 2013).
Özel eğitim hizmeti veren kurumların önemi günümüzde artmaktadır. Bu kurumların üstlendiği sosyal rol sebebiyle toplum ve eğitim üzerinde oluşturduğu baskının büyük kısmını üstlediği görülmektedir. Bu bağlamda özel gereksinimli bireylerin eğitimlerinden, iş imkânlarına ve sosyal hayata adapte olabilmelerine varan birçok alanda iyileştirmeler ve düzenlemeler yapıldığı görülmektedir. Bu düzenleme ve geliştirmeler ile özel gereksinimli bireyler açısından fırsat eşitliği sağlanması ve onların hayata engelsiz bir şekilde devam etmesini amaçlamaktadır (Yerlikaya, 2019).
Birey belli sebeplerle önceden yaptıklarını artık yapamayacak duruma geldiyse, o işi tekrar yapabilmek için “yeniden yeteneklendirilmesi”, “rehabilite edilmesine” gerek duyulmaktadır. Rehabilitasyon sürecinden hiç ayararlanmamış bir birey ise topluma ve ailesine yük olmaktan kurtulamaz (Öztürk, 2011).
Özel Eğitim Ve Rehabilitasyon Merkezlerinin Gelişimi
1700-1800 yılları arasında Fransa’da ilk sağırlar okulu açılmış, ardından körler ile ilgili bir okul açılması için girişimlerde bulunulmuştur. Kısa aralıklarla bu okullar Almanya, Avusturya, Rusya ve Amerika’ da açılmıştır (Yağcı, 2013). Dünyada açılan okulların özellikleri ülkelerin teknolojik, kültürel ve ekonomik faaliyetlerindeki farklılıklara göre değişiklikler gösterdiği bilinmektedir. Genel anlamda eğitim öğretime verilen değer ile ülkelerin gelişmişlikleri arasında paralel bir ilişki söz konusudur (Şeker, 2019).
Türkiye’de ise 1955’lerde rehberlik ve araştırma merkezi altı ilde kurulmuştur. Fakat ayıları artarak devam etse de 1968’ lere kadar bu merkezlerin çalışmalarına ilişkin yönetmelik yapılmamıştır (Yağcı, 2013). Bugün yürürlükte olan 07.07.2018 tarih ve 30471 sayılı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği, 18.05.2012 tarih ve 28296 sayılı MEB Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği, 20.03.2012 tarih ve 28239 sayılı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği çerçevesinde özel gereksinimli bireylere verilen hizmetler yürütülmektedir. Bu yönetmeliklerle özel kurumlarda eğitim-öğretim, yönetim, kayıt-kabul, devam-devamsızlık, öğrenci nakli, öğrenci başarısı, özel gereksinimli bireylere sunulacak olan hizmetlerin yürütülmesine ilişkin hükümler, usul ve esaslar belirlenmiştir (Şeker, 2019).
1960’lı yıllarında rehabilitasyon alanında görev alacak bireylerin eğitim durumlarına ve bu merkezlerin özelleşmeleri üzerinde çalışmalar yapılmıştır. Rehabilitasyon uygulamalarının ise fiziksel uygulamalarının yanı sıra kapsamı genişletilerek sosyal, fizyolojik, mesleki, duygusal alanlarda da uygulanması görüşü gelişmiştir (Demirel, 2001).
Ülkemizde engellilere eğitim vermeye yönelik devlet okullarının yanı sıra çok sayıda özel özel eğitim kurumları bulunmaktadır (Sargın ve Hamurcu, 2010). 2020 Ocak ayında ülkemizdeki mevcut özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi sayısı 2635 dir. Bu kurumlarda eğitim verilen destek eğitim programları 26/12/2008 tarihli Talim Terbiye Kurul kararı ile şu şekilde belirlenmiştir;
Bu programlar doğrultusunda özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri destek eğitim verebilir.
Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri destek eğitim programları
Bedensel Engelli Bireyler Destek Eğitim Programı
Bedensel engel, kas ve iskelet sisteminde olağan dışı düzensizlik, işlevsel kayıp, hiç olması durumudur. Ayak, bacak, el, kol, parmaklar ve omurgalarda, kısalık, fazlalık, yahut hiç olmaması, hareket kabiliyetinin akıcı olmaması, şekil bozukluğu, kaslarda güçsüzlük, kemik rahatsızlıkları, felçliler, spastikleri ifade eder (Kenzhebayeva, 2018). Bedensel engelli destek eğitim programı da bu engel grubunun eğitim verildiği programı içerir.
Dil Ve Konuşma Güçlüğü Destek Eğitim Programı
Dil ve konuşma güçlüğü çocukluk çağından nörogelişimsel sebeplerden dolayı, dil konuşma, dil bozukluğu, konuşmada ki ses bozukluğu, iletişim becerilerindeki yetersizlik, erken yaşta başlayan akıcı konuşmada ki bozukluk (kekemelik), sosyal iletişim bozukluğu gibi güçlükleri içermektedir (Önal, 2019). Bu tanılardan herhangi birini alan kişilerin destek alacağı eğitim dil ve konuşma güçlüğü destek eğitim programı olarak ifade edilir.
İşitme Engelli Bireyler Destek Eğitim Programı
İşitme konusunda kulakların bir ya da ikisinde tam veya kısmi olarak sorunun bulunması durumudur (Yıldız, 2018). İşitme engelliliği de anne karnında, doğum sırası ve doğum sonrasında meydana gelen çeşitli olumsuzluklardan etkilenerek olarak ortaya çıkabilmektedir (Smagulova, 2009). İşitme, dil ve konuşma iletişimin temelini oluşturur. Bunlar yaşantımızda birbirleriyle de bağlantılıdır (Sunal ve Çam, 2005). İşitme engelli bireyler destek eğitim programı ise işitme konusunda yetersizlik yaşayan engelli bireylerin eksikliklerini gidermek için planlanmış eğitim programını oluşturur.
Görme Engelli Bireyler Destek Eğitim Programı
Görme engeli, çeşitli sebeplerle gözün yapısında meydana gelen deforme sonucu gözün görme işlevini tam olarak yerine getirememe durumudur. Görme engelinden etkilenme durumu her bireyde aynı değildir (Çakmak, 2011). Görme yetersizliği olan ve durumdan ağır düzeyde etkilenen bireyler kabartma alfabeye (Braille) ve ya sesli kitaplardan destek alarak eğitim görürler. Görme yetersizliğinde daha az etkilenenler ise büyüteç yardımıyla veya büyük puntolu yazılı eğitim araçları ile okuyabilen bireylerdir. (Talim Terbiye, 2008). Özel öğretim kurumları genel müdürlüğünce belirlenen ve talim terbiye kurul başkanlığı tarafından 26/12/2008 tarih ve 281 sayılı karar ile bu yetersizliğe sahip bireylerin görme engelli bireyler destek eğitim programı doğrultusunda eğitim almaktadırlar.
Özel Öğrenme Güçlüğü Destek Eğitim Programı
Öğrenme güçlüğü, bireyin mental retardasyonu olmamasına rağmen akademik olarak yetersizliğin olması durumudur (Demirci ve Demirci, 2016). Bu bireyler dili sözlü yada yazılı olarak anlamada ve kullanımında gerekli olan süreçlerin birinde veya birkaçında problem yaşarlar. Bireyin konuşma, okuma, dinleme, dikkatini verme, heceleme, problem çözme, yazma, muhakeme, hareketlerini ve sosyal becerilerini olumsuz yönde etkileyen nörolojik bir problem olması sebebiyle, akademik hayatlarında ve yaşıtlarına oranla daha düşük performans göstermektedirler. Bu durum özel öğrenme problemi yaşayan bireyin akademik hayatını, meslek başarısını, sosyal iletişim ve ilişkisini, gündelik yaşantısını ve benlik saygısını negatif yönde etkiler. Yaşanan bu sorunlarla başa çıkabilmesi için özel eğitim teknikleri göz önünde bulundurularak ilke ve yöntemler uygulanmalıdır.
Bu sebeple bu güçlüğe sahip bireyler, gelişim özellikleri ve yetersizlikleri dikkate alınarak bilgiyi alma, pratik düşünme, problem çözme ve akademik olarak temel beceri edinmek için Millî Eğitim Bakanlığına bağlı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde uygulanan özel öğrenme güçlüğü destek eğitim programlarından faydalanmaktadırlar (Talim Terbiye Kurulu, 2008).
Yaygın Gelişimsel Bozukluklar Destek Eğitim Programı
Yaygın gelişimsel bozukluk, belirli bir yetersizlik grubunu kapsayan genel bir terim olarak görülmektedir. Genel anlamda ise otizm spektrum bozukluğu yerine de kullanımların mevcut olduğu görülmektedir. Yaygın terimi, otizm spektrum bozukluğunda geniş ve farklı alanlarda sorun olduğunu, gelişimsel terimi ise, sosyal iletişim ve sosyal ilişki alanlarını da kapsayan çoklu gelişimsel bozukluğu belirtir (Asafov, 2012). Bu bağlamda yaygın gelişimsel bozuklukları beş kategoride ele alabiliriz.
Bu belirtilerden herhangi birini gösteren bireylere tıbbı tanılama yapılarak yaygın gelişimsel bozukluk destek eğitim programı çerçevesinde rehabilitasyon merkezlerinde eğitim verilmektedir.
Zihinsel Engelli Bireyler Destek Eğitim Programı
Millî Eğitim Bakanlığına bağlı olarak eğitim veren özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde destek eğitim alan mental yetersizliği bulunan bireylerin, özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerinden en kısa sürede ve verimli olarak yararlanmalarını hedeflemektedir. Program, mental yetersizliği (hafif, orta , ağır düzeyde) olan bireylerin, gelişim özelliklerini göz önünde bulundurarak hazırlanmıştır. Zihinsel engelli bireyler; zihinsel gelişim geriliği olan ve bunun günlük yaşamına olumsuz yansımaları olan bireyler olarak tanımlanmıştır (Smagulova, 2009). Talim terbiye kurulunun 26/12/2008 tarih ve 286 sayılı yazısında zihinsel engel; zihinsel işlevler bakımından yaşıtlarına kıyasla işlevsel yetersizliği bulunan, ortama hızlı adapte olamayan, akademik yetersizliğinin yanı sıra sosyal uyum becerilerinde yetersizlikleri olan bireyler olarak tanımlanmıştır. Bu bireylerin mental sınırlıkları düzeylerine göre gruplandırılmıştır.
Hafif düzeyde zihinsel yetersizliği olan birey: Mental olarak yetersizliği hafif düzeyde olup, yetersizliğini gidermek amacıyla özel eğitim ve destek eğitim hizmetlerine sınırlı düzeyde ihtiyaç duyan birey,
Orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan birey: Metal yetersizliği terimsel, sosyal, işlevsel ve hızlı uyum becerilerindeki sınırlılık sebebiyle özel eğitim ve destek eğitim hizmetlerinden akademik, iş becerileri, günlük ve toplumsal yaşam becerilerini kazanmak için bu hizmetlere yoğun olarak katılan birey, temel akademik, günlük yaşam ve iş becerilerinin kazanılmasında özel eğitim ile destek eğitim hizmetlerine yoğun şekilde ihtiyaç duyan birey,
Ağır düzeyde zihinsel yetersizliği olan birey: Mental yetersizliği, akademik, özbakım, toplumsal ve sosyal uyum becerilerindeki eksiklik sebebiyle hayat boyu sürmesi planlanan, hayatın her alanında kesintisiz ve yoğun özel eğitim ve destek eğitime ihtiyacı olan birey olarak tanımlanmaktadır.
KAYNAKLAR