“REHABİLİTASYON MERKEZİ ÇALIŞANLARININ REKREASYONEL AKTİVİTELERE KATILIM FREKANSININ MUTLULUK VE YAŞAM KALİTESİ ÜZERİNE ETKİLERİ”
Ezel İLHAN DEMİRBAŞ
ÖZET
Bu çalışmanın amacı, Muğla ili Fethiye ilçesinde bulunan rehabilitasyon merkezi çalışanlarının rekreasyonel aktivitelere katılım frekansının mutluluk ve yaşam kalitesi üzerine etkileri araştırmaktır. Çalışmaya farklı rehabilitasyon merkezlerinde çalışan toplam 122 personel (% 66,4’ü kadın, % 33,6’sı erkek) gönüllü olarak katılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak; (1) tanımlayıcı bilgi formu (personelin cinsiyet, yaş, medeni durum, görev ve gelir durumu), (2) Hills ve Argyle (2002) tarafından geliştirilen, Doğan ve Akıncı Çötok (2011) tarafından Türkçe’ye uyarlanan Oxford Mutluluk Ölçeği (OMÖ-K), (3) Kim, Woo ve Uysal (2015) tarafından geliştirilen Yaşam Kalitesi Ölçeği ve (4) rekreasyonel aktivite listesi kullanılmıştır. Anket formlarının çalışanlar tarafından cevaplanmasında yüz yüze görüşme yöntemi uygulanmıştır. Elde edilen veriler; rehabilitasyon merkezi personelinin rekreasyonel aktivitelerden en çok entellektüel aktiviteleri (4,16±0,84), en az ise doğada gerçekleştirilen aktiviteleri tercih ettiklerini (2,68±1,15) göstermiştir. Cinsiyet değişkenine göre incelendiğinde kadınların rekreasyon aktivitelerine katılım oranı (=3,46±0,6) erkeklere (=3,15) göre yüksek bulunmuştur (p=0,016). Yapılan regresyon analizi sonucuna göre katılımcıların rekreasyonel aktivitelere katılımları ile mutluluk arasında pozitif yönlü anlamlı ilişki tespit edilmiştir (t=4,195; p<0.001). Katılımcıların rekreasyonel aktivitelere katılımları ile yaşam kalitesi ilişkisi anlamlı bulunmamıştır (p>0,05). Rehabilitasyon merkezlerinde çalışmakta olan personelin, zihinsel ve fiziksel engelli bireylerle sağlıklı iletişim kurabilmesi ve hizmet verebilmesi için mutlu hissetmeleri ve yaşam kalitelerinin yüksek olması önem arz etmektedir. Bu anlamda çalışma dışındaki serbest zamanlarını uygun rekreasyonel etkinliklerle değerlendirmeleri için farklı olanaklar sunulmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Rehabilitasyon, Rekreasyon, Mutluluk, Yaşam Kalitesi
Bu bölümde Muğla İli Fethiye İlçesinde bulunan Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan personelin (n=122) rekreasyon aktivitelerine katılım frekansının mutluluk ve yaşam kaliteleri üzerindeki etkisinin incelenmesi amacı toplanan verilerden elde edilen bulgular sunulmuştur.
Çalışmaya katılan Muğla ili Fethiye ilçesi Özel Eğitim ve Rehabilitasyon merkezi çalışanlarının büyük çoğunluğu kadındır (% 66,4) ve 30 yaşından gençtir (% 73,8). % 72,1’i öğretmen olarak görev yapmakta olup büyük çoğunluk aylık gelirinin 2500 TL olduğunu beyan etmiştir (%60, 7).
Tablo 4. 1. Çalışanların Rekreasyonel Aktivitelere Katılımları (n=122).
Rekreasyonel Aktiviteler |
Min |
Max |
Ort. |
Ss. |
|
Entelektüel Aktiviteler |
Kitap okumak, müzik dinlemek, film izlemek, dergi ve güncel haber okumak, vb. |
2 |
5 |
4,16 |
,84 |
Yakın Çevre ile Yapılan Aktiviteler |
Arkadaşların ve ailenle birlikte zaman geçirmek, pikniğe gitmek, TV izlemek, gazete okumak, vb. |
1 |
5 |
4,04 |
,99 |
Diğer Bireysel Yapılan Aktiviteler |
Çeşitli aktiviteler planlamak, hayvanlarla ilgilenmek, alış veriş yapmak, hobi faaliyetleri (El işi, örgü, maket vb.), çeşitli spor aktiviteleri, vb. |
1 |
5 |
3,49 |
1,07 |
Seyahat Aktiviteleri |
Yürüyüş ve gezinmek, motorla gezinmek ve seyahat etmek, yurtiçi ve yurt dışı turistik geziler, tatiller, vb. |
1 |
5 |
3,30 |
1,17 |
Sanatsal ve Kültürel Aktiviteler |
Sergi, müze vs. gezmek, sinemaya gitmek, konsere gitmek, tiyatroya gitmek, festivallere katılmak, diğer sanatsal aktiviteler, vb. |
1 |
5 |
3,07 |
1,01 |
Gönüllü Yapılan Aktiviteler |
Yaşlı ve bakıma muhtaç insanlara yardım, çevre temizliği, fidan dikmek, okul boyama vb. |
1 |
5 |
2,79 |
1,05 |
Doğada Gerçekleştirilen Aktiviteler |
Doğada fotoğraf çekmek, bisiklete binmek, kamp yapmak, trekking, doğa aktiviteleri, dağ tırmanışı, kaya tırmanışı vb. |
1 |
5 |
2,68 |
1,15 |
Ortalama |
|
1,57 |
5 |
3,36 |
0,66 |
Özel Eğitim ve Rehabilitasyon merkezi çalışanlarının rekreasyonel aktivitelere katılım düzeyleri verilen cevapların puan ortalamalarına göre en yüksekten düşüğe göre sıralanmıştır (Bkz. Tablo 4.1.). Buna göre Özel Eğitim ve Rehabilitasyon merkezi çalışanları en çok entelektüel aktivitelere katıldıklarını ifade ederken (4,16±0,84), en az tercih edilen ise doğada gerçekleştirilen aktiviteler (2,68±1,15) olarak beyan edilmiştir.
Tablo 4. 2. Cinsiyete Göre Rekreasyonel Aktivitelere Katılım Farkı.
|
Cinsiyet |
n (122) |
Ort. |
Ss |
t |
Sd |
p |
Rekreasyonel Aktivitelere Katılım |
Erkek |
41 |
3,15 |
0,6 |
-2,441 |
120 |
0,016 |
Kadın |
81 |
3,46 |
0,6 |
Cinsiyet değişkenine göre rekreasyonel aktivitelere katılım puan ortalamaları istatistiksel olarak farklıdır (Bkz. Tablo 4.2.). Kadınların ortalamaları (=3,46±0,6) erkeklerden yüksektir (=3,15±0,6).
Tablo 4. 3. Cinsiyete Göre Mutluluk ve Yaşam Kalitesi
|
Cinsiyet |
n (122) |
Ort. |
Ss |
t |
Sd |
p |
OMÖ-K |
Erkek |
41 |
24,51 |
4,42 |
-,752 |
120 |
,454 |
Kadın |
81 |
25,11 |
4,01 |
||||
Toplam |
122 |
24,90 |
4,15 |
||||
YK |
Erkek |
41 |
20,78 |
4,00 |
-1,391 |
120 |
,167 |
Kadın |
81 |
21,95 |
4,56 |
||||
Toplam |
122 |
21,55 |
4,40 |
Örneklemi oluşturan Özel Eğitim ve Rehabilitasyon merkezi çalışanlarının OMÖ-K puanlarının cinsiyet değişkenine göre farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla gerçekleştirilen bağımsız grup t testi sonucunda, grupların aritmetik ortalamaları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (t=-,752; p>.05). Aynı şekilde yaşam kalitesi (YK) puan ortalamaları arasındaki fark da cinsiyet değişkenine göre istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (t=1,391; p>.05) (Bkz. Tablo 4.3.).
Tablo 4. 4. Medeni duruma göre Mutluluk ve Yaşam Kalitesi
|
Medeni Durum |
n (122) |
Ort. |
Ss |
t |
Sd |
p |
OMÖ-K |
Evli |
40 |
25,12 |
4,21 |
,399 |
120 |
,691 |
Bekâr |
82 |
24,80 |
4,14 |
||||
YK |
Evli |
40 |
22,47 |
4,02 |
1,618 |
120 |
,108 |
Bekâr |
82 |
21,10 |
4,53 |
Tablo 4.4.’ de örneklemi oluşturan Özel Eğitim ve Rehabilitasyon merkezi çalışanlarının OMÖ-K ve YK puanlarının medeni durum değişkenine göre farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla gerçekleştirilen bağımsız grup t testi sonucunda, her iki ölçek için grupların aritmetik ortalamaları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (OMÖ-K: t=,399; p>.05; YK: t=1,618; p>.05).
Tablo 4. 5. Rekreasyonel Aktivitelere Katılım ile Mutluluk İlişkisi
Regresyon Analizi Tablosu
|
Bağımlı Değişken: Mutluluk |
||||
Bağımsız Değişken: Rekreasyonel Aktivitelere Katılım |
Β |
Standart hata |
β |
t |
p |
2,216 |
,528 |
,358 |
4,195 |
,000 |
|
|
R=,358 R2=,128 F(1-120)= 17,599, p=,000 |
Tablo 4. 5. ’de Rekreasyonel Aktivitelere Katılım ve mutluluk ilişkisini incelemek için yapılan regresyon analizi sonucu sunulmuştur. Bağımsız Değişken olan Rekreasyonel Aktivitelere Katılım değişkenine ait Beta değerinin 2,216 çıktığı görülmektedir (pozitif değer). Yani Rekreasyonel Aktivitelere Katılım ile çalışanların mutluluk puanı arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde pozitif ilişki tespit edilmiştir. Tablo 4.5.’ de incelendiğinde Bağımsız Değişken olan Rekreasyonel Aktivitelere Katılımın mutluluk düzeyini 2,216 oranında artırdığını söyleyebiliriz (p<0.001). Rekreasyonel Aktivitelere Katılımın mutluluk değişkenini anlamlı bir şekilde yordadığı genel ANOVA sonucu ile de örtüşmektedir (p<0.001).
Tablo 4. 6. Rekreasyonel Aktivitelere Katılım ile Yaşam Kalitesi İlişkisi
Regresyon Analizi Tablosu
|
Bağımlı Değişken: Yaşam kalitesi |
||||
Bağımsız Değişken: Rekreasyonel Aktivitelere Katılım |
Β |
Standart hata |
β |
t |
p |
,872 |
,595 |
,133 |
1,466 |
,145 |
|
|
R=,133 R2=,018 F(1-120)= 2,148 p=,145 |
Tablo 4. 6’da Rekreasyonel Aktivitelere Katılım ve yaşam kalitesi ilişkisini incelemek için yapılan regresyon analizi sonucu sunulmuştur. Rekreasyonel Aktivitelere Katılım değişkenine ait Beta değerinin ,872 olduğu ve p değerinin anlamlı olmadığı görülmektedir (p>0,05). Yani Rekreasyonel Aktivitelere Katılımın yaşam kalitesini artırdığını söyleyemeyiz.
TARTIŞMA ve SONUÇ
Bu araştırma Muğla İli Fethiye İlçesinde bulunan Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan personelin rekreasyon aktivitelerine katılım frekansının mutluluklarına ve yaşam kaliteleri üzerindeki etkisinin incelenmesi amacı ile yapılmıştır.
Rehabilitasyon merkezlerinde çalışan personeller dezavantajlı gruplar ile çalışmaktan dolayı yıprandıkları düşünülmüş olup, yenilenme ihtiyacı duyabilecekleri göz önünde bulundurularak rekreasyonel aktivitelere katılım frekanslarının mutluluk ve yaşam kalitesine etki edip etmediğini belirlemek amacıyla çalışma yapılmıştır. Muğla İli Fethiye İlçesinde ulaşımın kolay olması bu aktivitelere erişimini de kolaylaştıracağı düşünülmüştür. Literatürde yapılan benzer çalışmalarla karşılaştırarak artı ve eksi yönü saptanmak istenilmiştir.
Çalışan personelin büyük çoğunluğu kadınlar oluşturmaktadır (% 66,4). Ayrıca 30 yaşının altında çalışan sayısı yüksek oranda olması (% 73,8), yine istihdam üzerinden düşünüldüğünde Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalıştığı görülebilmektedir.
Literatür incelendiğinde özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi çalışanları üzerinde yapılan araştırmalarda demografik özellikler çalışmayı destekler niteliktedir. Yerlikaya’nın (2019) yapmış olduğu çalışmada katılımcıların %51,8 kadın, %61,2 bekar ve % 58,5 katılımcının 30 yaş altı çalışanların olduğunu bulmuştur. Gezen’in (2019) yapmış olduğu araştırmada çalışanların %57,5 kadın ve % 50 oranında 30 yaş altı bireyler olduğunu belirlemiştir. Mıdık tarafından 2019 yılında yapılan araştırmada ise deney grubunda %79, kontrol grubunda ise %89 kadın olduğunu tespit etmiştir. Bu araştırmalar bir eğitim alan araştırmasıdır. Eğitim alanı özellikle kadınların çoğunlukta olduğu bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Gece geç saatlere kadar sürmeyen, kas gücü gerektirmeyen ya da vardiya sisteminin olmaması sebebiyle kadınlar için tercih sebebi oluşturabileceği sonucuna varılabilir (Mıdık, 2019). Bu istatistikler kadın istihdamı açısından da önemli olarak değerlendirilebilir.
Rehabilitasyon merkezlerinde çalışanları üzerinde yapılan bu çalışmada rekreasyonel aktivitelere katılım düzeylerinde en çok entelektüel aktivitelere katıldıkları (4,16) en az tercih edilen ise doğada gerçekleşen aktiviteler (2,68) olarak belirlenmiştir.
Yapılan çalışmalar ele alındığında Ortaç (2019), üniversite personeli üzerinde yaptığı rekreasyonel aktivitelere katılım anketinde entelektüel aktivitelerin en fazla tercih edildiğini (4,03), doğada yapılanların ise en düşük seviyede kaldığını tespit etmiştir (2.68). Güven ve Yavuz (2018)’ un belediye çalışanları üzerinde yapmış olduğu çalışmada doğada gerçekleşen aktivitelere katılım düzeyleri (2,78) olarak en az tercih edilen olarak bulunmuştur. Bu çalışmalar bulgularımızı destekler niteliktedir. Bunun içerisinde kitap okumak, müzik dinlemek, film izlemek vb aktiviteler yer almaktadır. Entelektüel aktiviteler daha çok bireysel olarak yapılabilmektedir. Bu sonuca göre insanlar sosyal olarak birlikte olmaktan değil de daha çok yalnız olarak aktivite planlamaktan ve yapmaktan hoşlandığı sonucuna ulaşılabilir. Bunun nedenlerinin başında yoğun iş temposu ve doğadan uzakta şehir merkezlerinde ki yaşam tarzını sayabiliriz.
Rehabilitasyon merkezi çalışanlarının rekreasyonel aktivitelere katılım sıklığı ve cinsiyet değişkeni incelendiğinde kadınların (3,46), erkeklere (3,15), göre daha fazla rekreasyonel aktivitelere katılım sağladığı tespit edilmiştir. Benzer bir çalışma yapan Güven ve Yavuz (2018), çalışmasında kadınların erkeklere göre daha fazla rekreatif aktivitelere katıldıklarını tespit etmiştir. Çiftçi ve Meriç (2015) yılında özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde görev alan öğretmenler üzerinde yapmış olduğu çalışmada erkek çalışanların yaygın olarak ailenin ekonomik sorumluluğun tek başına üstlendikleri ve bu sebeple sosyal yaşamda yıpranmalarının daha yüksek olduğu belirtilmiştir. Yaptığımız bu çalışmada da erkeklerin rekreasyonel aktivitelere katılım sıklıklarında kadınlara göre geride kalmasının nedeni olarak gösterilebilir.
Özel Eğitim ve Rehabilitasyon merkezi çalışanlarının cinsiyet ve medeni durumlarının mutluluk ve yaşam kalitesi üzerinde etkisi incelendiğinde anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Akyüz ve ark. (2017), üniversite öğrencilerinin yaşam kalitesi ve mutluluk düzeyleri arasındaki ilişkide cinsiyet değişkenini incelemiş ve istatistiksel açıdan bizim çalışmamız ile paralellik gösterecek şekilde anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Bireylerin cinsiyeti ve medeni durumları onların mutluluğuna ve yaşam kalitesine etki etmemektedir.
Bireylerin rekreasyonel aktivitelere katılımları ile mutluluk ilişkisi incelendiğinde aralarında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Rekreasyonel aktivitelere katılım mutluluk puanını 2,216 artırdığı saptanmıştır. Çalışmamızla paralellik sağlayacak şekilde Güven ve Yavuz’un araştırmasında (2018), çalışan personelin rekreasyonel aktivitelere katılımları ile mutlulukları arasında doğru yönlü, pozitif bir ilişki olduğunu tespit etmiştir.
Sevin ve Şen (2019), öğretmenlerin rekreasyon aktivitelerine katılım düzeyleri ile yaşam mutluluğu ve iş performansları arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalarında rekreatif aktiviteler ile yaşam mutluluğu arasındaki ilişkiye bakıldığında bizim çalışmamızda olduğu gibi pozitif yönlü bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.
Zorba ve ark. (2006) yılında Muğla Üniversitesi’nde okuyan 1018 öğrenci üzerinde yapılan araştırmalarında erkeklerin sırasıyla futbol, tenis, fitness, basketbol, doğa yürüyüşü gibi sporları tercih ettiğini, kızların ise dans, tenis, fitness, doğa yürüyüşü, halk oyunları, voleybol gibi branşları tercih ettiklerini tespit etmişlerdir. Bu çalışmamızda erkeklerin rekreasyonel aktivitelere katılımlarını artırmak için bu araştırma göz önünde bulundurularak erkeklerin daha çok tercih ettiği aktiviteler iş yerlerinde sunulabilir. Böylece erkek çalışanlarında rekreasyonel aktivitelere katılımları arttırılabilir.
Çalışan personeli rekreasyonel aktivitelere ne kadar yönlendirebilirsek mutluluk düzeylerini o derecede yükseltebiliriz. Burada iş yeri sahiplerine bir görev düşmekte, işyeri rekreasyonu çeşitlendirilebilirse ve geliştirilebilirse çalışanların mutlulukları ve iş verimi de artabilir.
Yaşam kalitesi ile rekreasyonel aktivitelere katılım sıklığı incelendiğinde aralarında anlam olmadığı tespit edilmiştir. Yani bu çalışmaya göre rekreasyonel aktivitelere katılımın yaşam kalitesini artırdığını söyleyemeyiz. Girgin ve Baysal (2005) tarafından zihinsel engelli bireylerle çalışan eğitimciler üzerinde yapmış olduğu araştırmada özel eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerin, engelli çocukların özelliklerine ve gereksinimine ilişkin özel uygulamalar ve mesleki sorumlulukları nedeniyle bu sendroma yakın olduklarını düşünerek tükenmişlik sendromlarını ele almışlardır. Çalışanların sosyo-ekonomik düzey algısı, iş arkadaşlarından destek görme, mesleklerinin toplumda hak ettikleri yeri bulup bulmaması, üstlerinden takdir görme değişkenlerine bağlı olarak, değişen ağırlıklarla özellikle duygusal tükenme ve duyarsızlaşma boyutlarında yaşadıklarını tespit etmişlerdir. Bu bulguların yaşam kalitelerinide olumsuz yönde etkilediği yordanabilir.
Bireylerin rekreasyonel aktivitelere katılımlarının güdülenmesi ile pozitif yönde olan mutluluk artışının iş yerinede yansıyacağı düşünülebilir. Özel eğitim desteği alan öğrencilerin gittikleri rehabilitasyon merkezlerinde güler yüz, mutlu ve işine hakim personelle kaşılanıp eğitim sürecinin yönetilmesi ile verilen eğitimin kalitesinde de artış olacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Rehabilitasyon merkezinde görev alan idarecilerin bu konuda bilgi sahibi olması ve çalışan personellere yönelik olarak profesyonel ekip tarafından iş yerinde rekreasyonel aktiviteler organize etmesi sağlanabilir. Bireyler böylece günlük yaşamlarında rekreasyonel aktivitelere katılım sağlamak isteyebilir.
5.2. ÖNERİLER
Uygulayıcılar için öneriler
Araştırmacılara Öneriler